Şarkıya girmek için beklerken;’Benim için’ çalıyorlar derdim içimden sazlara bakıp.Bilirsin belki;Muhteşem bir duygu...Biraz narsist,biraz aşık,biraz da hüzünlü.Kopup akar gibi dağın bağrından,Hangi çığ benim kadar hızlı koşabilir ki sana?Hangi şarkı için o şevkle çalabilirsin sen,Bana hazırlandığın gibi?Narin bir kadınla çarpışan bir volkan gibiydinHer seferinde.Duydun mu bilmiyorum.Hiç ağlamadım.Ayak diremeden yokluğuna,Köşesine çekilmiş bilge bir kedi gibi saklandım.Cambazın ipinin
GENE SÖZSÜZ GENE DİLSİZ
ÇIK GİT İÇİNDEN
Çık git, dedim.Çık git içinden.Neden bekliyorsun prangalı bir kürek mahkumu gibi?Senin doğan özgür,Sen çılgınsın.Çapkınsın da hayli.Neden öfkeleniyorsun? Adımların pudra şekerinde iz bırakır gibi ağır.Oysa üstünden uçuverecek gibiydin bir zamanlar.Neydi seni bu kadar ağırlaştıran? Aç kanatlarını gökyüzünü kucaklar gibi.Hedefinde geleceğin olsun artık.Takılıp kalma seni malı gibi benimseyen hiç kimseye. Zaman, dört bir yanı aynalı bir oda
YAŞADIĞINI SANIYORDU
Aşk büyük, sevgili küçüktü. Yüklenemedi hediyesini. Çöktü altında kibrit çöpü gibi. Tutuşturamadan kalbini, Daha azına razı olmak zorunda kaldı. Ederi neyse oydu. Bir sarhoşluğun içinde kayboldu. Oysa yaşadığını sanıyordu.
YARİMİN GÖĞSÜ
Senin için akan gözyaşlarımı, İnci gibi dizip saçımın tellerine, Mühürlemek isterdim gerdanına. Oraya yaslanıp uyuyayım diye, Ölesiye!
23 NİSAN
Her Türk çocuğunun ya da Türkiye'de yaşayan her çocuğun bildiği, heyecan içinde hazırlandığı bir tarih. Çocukların bayramı var. Bunu Onlara armağan eden; Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanımız, ondan da öte, Başkomutanımız, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'tür. Türkiye büyük Millet Meclisinin kuruluşu, Uusal Egemenliğimizin kazanılmasının bir simgesi olarak Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmiştir. Üzerinden tam
ŞAHİDİM OLSUNLAR
Tanrı şahidim olsun Ve yapraklar, Çiğlerini dökmeden titrerken Şahidim olsunlar. Güller kuruyup dökülene dek çığlık çığlığa Nehirler kuruyuncaya dek, Mini mini uğur böcekleri parmaktan parmağa her uçuşlarında Milyarlarca yıldızla birlikte şahidim olsunlar. Varoluşun anası ateşin üzerindeki yeryüzü Büyüdükçe büyüyen evrenle kolkola girip Şahidim olsun. Badem gözleriyle kediler, Martılar öbek öbek uçarken Ve gözleriyle ihtilaller yaratırken
İKİLİ DELİLİK
Aşk senin yakana iliştirdiğin güldür.Benimse içinde bulunduğum gemi...
BABAM BENİM
Hep söylerler; kaybettikten sonra sevdiklerimizin değerini anladığımızı. Ve evet; tam da elimden kayıp gideceğini sandığım anda anladım ne kadar çok sevdiğimi, sevgimin ne kadar büyük olduğunu. Kendimi soğuk hatta biraz gaddar buldum ömrüm boyunca. Çevremdekiler de bunu tasdiklediler. Çünkü yapılması gerekeni acımadan yapabildim çoğu zaman. Fakat yoğun bakımda babamı kameradan görünce, çocuklar gibi ağlamak istedim.
AHMET SANSARININ MARİFETLERİ
Babam biz küçükken ölmüştü. Ben biraz hatırlıyordum Onu. Ne de olsa öldüğünde beş yaşındaydım. Ama Nazlı ve Ayşegül hiç hatırlamıyorlar. Nazlı 3 yaşındaydı, Ayşegül ise kundakta bebekti. Maddi durumumuz iyi olduğu için geçim sıkıntısı çekmeden büyüttü annem bizi. Ve evlenmedi de. Ta ki… O melun iblis hayatımıza girene kadar…Nereden aklıma geldiyse, yeni evimizi bir iç
SHE
She was born on the 3rd of the December in Cizre. Her mother who adored Yunus Emre named her ''Elif''. And her father gave her a second name: Gülnur. She lived in different cities due to his father's job. Even though she had a chance to know different cultures, she always continued speaking with ''Istanbul