HEY ÖZGÜRLÜK

Ne güzel şarkısın sen ÖZGÜRLÜK!Bir martının kanadında uzaklaşıpBir kedinin asi postunda şahlanırsın.Günün o ilk selamı;Gecenin atlas yorganı,Esaretten beni kaçıran siyah çizmelerim,Parmaklıkları olmayan aşk,Her geçtiğimde yolcuları değişen durağım,Dingin ve firtinalı sularımsın.Hey özgürlük!Bambaşka dünyalara attığım çığlık!Gözümden akmasın diye çabaladığım gözyaşımsın!

BİR UYUSAM

Bir yatsam gecenin sabaha kırıldığı saatte.Ana karnına dönmüş gibi.Sıcacık ve huzur dolu bir karanlığa dalıp uyusam.Kimsenin ulaşamayacağı o dinginlikte,İstridyede bir inci gibi saklansam!Hep özlediklerimi görsem rüyamda,Ölüp gidenleri...Rüyalarımın sinemalarında;Hiç ölmeselerdi dediklerim olsa!Merkezinde olmak istediğim maceralarla uğraşsam.Uçsam, uçsamVe en yüksekten düşsem bile yaralanmasam!Hayatımı karartan o iblisi,Her baktığım yerde görmesem!Duymasam böğüren sesini çaresizce kaçamadığım.Öyle uyusam, öyle uyusam ki!Uyandığımda her

TAM KARŞIMDASIN

Bazen yürürsün aynı yerde durduğunun farkında olmadan...Uçtuğunu,Koştuğunu,Zamansızca yol aldığını zannedersin.Oysa;Olmaktan korktuğun o yerdedir kalbin.Bilemezsin.Ellerin, ayakların ve aklın istemsizce kucaklar geleceğini,Çırpınırken rüzgarlarda.Gölgen yıkanır yaşadığın sevdanın anılarıyla,Dönemezsin.Kaçamadığın o küçük anıyla dolar yüreğin hiç ummadığın bir an.Şaşkınlıkla kendine gelirsin.Sen oradasın.O andasın.Bir milim bile uzaklaşmamışsın.Üzerinden kaç nehir geçtiği hiç önemli değil.Kilometrelerce uzağa kaçmanYa da başka kollarda avunman da...Bir parçam

YAŞASIN CUMHURİYET

Gökyüzünde uçan martıyı huzurla seyredebilmektir Cumhuriyet.Korkusuzca yollarında dolaşabilmek memleketiminVe denizlerinde yüzebilmek fütursuzca.Sabahın ilk saatlerinde sıcacık ekmek kokusu,Köylünün nasırlı elleriyle büyümüş buğdayın sarısıdır Cumhuriyet.Çocukların Atalar’ına, her 10 Kasım’da minnetle inciler döktüren şeydir Cumhuriyet.Onu hiç görmeden peşinden koşturan şeydir.Devrimlerini nesilden nesile aktaran ana babalardır Cumhuriyet.Kadının sigortası, özgürlüğü, sevinci, gururu,Bir kedinin bakışlarındaki huzurdur.Bir ucundan bir ucuna yurdumun,Her dilden, her görüşten insanların kardeşliğidir.CUMHURİYET;Başta

GÜLEN EV

Eşyalar güler mi insana? Koltuklar,masalar falan? O gelince bana gülüyor hepsi birden. Fotonlar tekmil adını haykırıyorlar. Lambalar daha cok parlıyor, Fesleğenler adeta coşuyor... Hızla dönsem arkamı Bardakların dansını yakalayacağım biliyorum. Balkondaki karıncalar bile tören havasında piyasa yapıyorlar. Kitaplarım kendilerini parlatıyorlar belki alır inceler diye, Daha bir fiyakalı duruyorlar. Gösterişi hiç sevmeyen evime ne oluyor böyle?

SIR

Cümle aşkları izledim inci dizili bir gerdanlık gibi. Yoktu birbirinden farkları. Bir şelale gibi çağlıyordu benlik her yerde İpin ucunu bir türlü bulamadım.

SAAT-İ SEMEN FAM

Ah o ses... O hem aşık hem tatlı ses. Kimi zaman azarlayan bir adamdır Kimi zaman doğası kahkahanın... İçimde şahlandırır tüm renkleri. Ah o ses... Tanıdık bir hayal gibi kulaklarıma gelir gider yeniden Bulaştırır neşesini muhayyilemde tüm ruhuma. Canlanıverir tüm çiçekler,böcekler. Yeşillenir tüm haşmetiyle sedirler. Portakal çiçekleri,hanımelleri,fuller taşar mekanlarından Çağırır her tınısında beni tüm içtenliğiyle

FERONIA ÖLMESİN

Çağlar öncesinde Alkestis idim karşında, Persephone bile saygı duydu aşkıma... Mars’ın karanlık dehlizleri gibi uzanıp giderdi gözlerin, Tutuşup gözlerime değdiğinde... Ben ben olmaktan çıkar, İçimdeki İştar’ı sunardım ellerine... Köprülerimin ucunda bir Adonis gibi beklerken sen, Nasıl reddolunurdu çağrıların? Aynı eldi saçlarımı okşayan Ve aynı eldi bedenimi haykırtan... Bir ’muse’ gibi şakırdım aşkımı Dansederdim Mehet-uret’in, Gizli