ÇOCUK RUHU

Küçük bir çocukken; belki 6 belki 7 yaşındayken,  bahçelerinden akasya koparttığım için feci şekilde dövmüştü bir genç beni.  Benden büyüktü.  O zamanlar bana göre epey büyüktü.  Şimdi düşünüyorum da; belki 13-14 yaşlarındaydı,  bilmiyorum ama kafama kafama öylesine vurmuştu ki; o acıyı; o anıyı her düşünüşümde tekrar tekrar yaşıyorum.  Dayak yerken,  elimden düşen salkımları istemiştim bir

UĞURLAR OLSUN!

Hayat akıp giderken,  onu güzelleştiren,  kolaylaştıran,  ona canlı renkler katan varlıkları bazen fark etmeyiz.  Bazen fark ederiz de,  orada bir yerde dururlarken, hak ettikleri önemi vermeyiz. Ya da bunu göstermeyiz.  Sonra birden o renk kaybolur gider.  Dünya gri bir sisler yumağında kaybolur.  Sanki,  içi boşaltılmış bir kabuk gibi çevremizde salınır. Önce,  bütün bağlarıyla vedalaşmış bir

ASLINDA KAÇ KİŞİYİZ?

Bir gün uyanırsınız ve yeni bir güne uyanmış olduğunuzu fark edersiniz.  Farkındalık duygusu iliklerinize kadar işler.  Nerede olduğunuzu,  neyin içinde olduğunuzu duyumsarsınız.  Bazı farkındalıklar küçüktür ve onların değişimini anlayamazsınız.  Bazılarıysa çarpıcı olur ve bu farkındalık sizi temelinizden sarsar.  Küçük bir kriz anı ve kabullenişle sonuçlanır. Bir sabah uyandığınızda; bambaşka olmasa bile,  eski ’’o kişi’’ olmadığınızı

MASALLAR ÜLKESİ

Neden bilmiyorum ama çocukluğumda sık sık gittiğimiz bir çay bahçesini özlüyorum.  Oldukça sade bir yerdi.  İskemleleri ve masaları tahtadandı.  Boylu boyunca renkli ampullerle aydınlanırdı ve kırmızımsı bir rengi olurdu havanın.  Çevresinde ateş böcekleri dönerdi.  Ve biz kardeşimle hep koşardık ebeveynimiz otururken. Çocuklar koşmayı çok severler.  Kelebekler gibi hep koşarlar.  Hep uzaklaşmak isterler oturdukları yerden. .

RUH

Ruhumuzu merak ederiz hep.  Nasıl bir şeydir? Vücudun neresindedir? Şekli,  şemali,  rengi,  kokusu var mıdır?  Ölünce uçup giden saydam bir kopyamız mıdır? Bir bilmece gibi döner durur sorular beynimizde.  Bilinmeyen her şeyde olduğu gibi çekici gelir bu gizemin peşinde koşmak…  Bir hedefe ulaşamayacağımızı bile bile sürüklenir gideriz peşinde… Benim ruhum göğsümün içinde bir taş nicedir. 

MÜKEMMEL ERMİŞ

Bazan karşısına birisi çıkar ve insan hayatını bir hıyar olarak geçirmekten kurtulur.  Bir insanı tanımanın buna yetmeyeceğini düşünenler vardır elbette.  Bir insan bir hayat,  bir insan bir kitap,  bir insan bir dünyadır.  Ve biz bu üçünden çok şey öğreniriz. Çoğumuz bir mürşit arıyoruz.  Mükemmel olmasını istiyoruz.  Osho’nun dediği gibi;  "Mükemmel Ermiş " aslında acınası bir