YOKLUĞUNDA

Gece simsiyah bir kaftan gibi çekti üzerime örtüsünü
Kaybettim gökyüzümü,ayımı,yağmurumu.
Düşlerim gri bir sisle uzaklaşıyor günden güne
Kıpkırmızı kanla dolu kırık kanatları
Şu sırça saydam kalbimin…

Oysa umutlarım vardı masmavi
Gülünce gümüşi yıldızlarla parlayan…
Güneşin sarısı gibiydi ışığı gözlerinin
Isıtıverirdi içimi buluştuğunda gözlerimle…
Ve ormanın yeşili gibi huzur verirdi.

Şimdi kahverengi bir yol bile yok önümde
Turunculu bir adam vardı bir zamanlar fotoğraflarda
Tutkulu,siyah gözlerini gözlerime diken…
Lavanta kokardı o zarif elleri
Ve mor menekşe yüreği…

Bir küçük söz şimdi beklediğim
Pembe bir seda,bir müjde gibi
O müjde ki;
Bir ok gibi girecek matemine gecenin…
Siyahı laciverte
Laciverti maviye doğru kıracak sevinci.

Ve birden bütün renkler şahlanacak
İçiçe geçip kanatlanacak
Bir martı gibi özgür bedenim
Beyazın masumiyetinde kaybolacak…

(Adana,22.06.2009 PZT 00:54)