ADAM

Seviyorum bu adamı.Hangi birini anlatayım yaptıklarının?O ne büyük bir yürektir ki;Yıllar yıllar öncesinde savunmuş kadınları.Ürkmemiş gelecek tepkilerden.Mert bir ADAM gibi vermiş hakkımızı. Nasıl sevmem ben bu adamı?Bana savaşacak bir şey bırakmamış.Sanatımı icra etmek için rahat,İstediğimi giymek için rahat,Medeni kanunun verdiği haklar için rahat,Çok sevdiğim matematiği öğrenebilmek için rahat...Ne keyifli bir hayatım var benim. Oysa hiç rahat değildi

BEN HEP BURADA OLACAĞIM

Benim de iki elim ve sizinkiler kadar tüm organlarım.Ve belki çoğunuzdan daha iyi çalışıyor aklım.Adım insan sizinkisi gibi.Doğa, sizi gerekli gördüğü gibi görmüş beni de.Bunu inkar edemezsiniz toprağa gömerek beni. Ben bir kadınım.Gün gelir ana olurum,Gün gelir sevgili,Gün olur eş,Gün olur tam yanınızda yürüyen bir destek.Gün olur göğsünde maceraları, bir savaşçı.Beni karşınıza alıp almamak size kalmış.Ama ben her

ADIN

Çok uzun bir masalın içinden koşup gelir adın.Sağlam adımlarıyla yerleştirir cüssesini hüzün içime.O bir devdir tüm serinkanlılığıyla tanınır her yerde.İtiraz kabul etmez kimliğine sığınır zalimliği.Küçülüveririm karşısında çaresizce.Kanatları kırık bir kuşsa adım o gün.Kartala da dönüşüverir elbette.Bıçkın bir yüzü olamaz aşkın.O çok naiftir. Adın; kanayan bir lütuftur ellerinde devin.Kocaman bir haindir evimde hüzün.Kendi dallarını kırıverir bir çırpıda.Sefaletinden büyüktür cüreti,Kan kırmızı patikalarda.Susar anladığı

DÜŞ

Senin huzur ve uykuyla paylaştığın gecelerBenim karabasanlarımdırSen ara sıra da olsaMutlu düşlerde gezinirkenBenim dostum gözyaşlarımdır.

YÜREĞİMİN MİSAFİRİ

Yüreğim sırça bir köşk gibidir.Misafiri ise ateşten bir kuş...Çırpındıkça pişirir duvarlarınıVe güçlendirir muhafazasını...Yoksa nasıl dayanırdı bu denli sevdaya bu vücut? 14.12.2013

YOKLUĞUNDA

Gece simsiyah bir kaftan gibi çekti üzerime örtüsünüKaybettim gökyüzümü,ayımı,yağmurumu.Düşlerim gri bir sisle uzaklaşıyor günden güneKıpkırmızı kanla dolu kırık kanatlarıŞu sırça saydam kalbimin... Oysa umutlarım vardı masmaviGülünce gümüşi yıldızlarla parlayan...Güneşin sarısı gibiydi ışığı gözlerininIsıtıverirdi içimi buluştuğunda gözlerimle...Ve ormanın yeşili gibi huzur verirdi. Şimdi kahverengi bir yol bile yok önümdeTurunculu bir adam vardı bir zamanlar fotoğraflardaTutkulu,siyah gözlerini

İSİMSİZ

Neden sen iki mevsimin bir arada yaşandığı yerler gibiBazen sımsıcak,Bazen da bir buz dağı gibi soğuksun?Neden yüzün gülerken,Ağlar güzel gözlerin?Alay edercesine kıvrılır dudakların...Neden kenetleniverir kolların sımsıkı vücuduna bir kalkan gibiKorumak istercesine kendini?Neden eğersin başını önüne hüzünleÇınlarken kahkahaların gökyüzünde? Neden sen geceyle gündüzün karmakarışık olduğu yerlerdeki gibiBir karanlık, bir ışıksınVe ölesiye sevilirkenNeden sen hep taş duvarlara

YENİLDİ

O küçücük bir melekti.Arsız bir kara ormana düştü yolu.İnce de değildi zırhı oysa.Savaşmaktan korktu.Çünkü doğasında yoktu kötülük.Bilemedi dik durmayı.Direnemedi.Karıştı kara ormana.Her bir dalında bir ok,Kara bir ağaca dönüştü.Oysa O küçücük bir melekti. 13.6.2016 19:14:00

YAY KADINI

Ruh halim gibi;Karda çiçekler açar...Yakamozlar yağmur damlalarıyla dans eder...Ve Ağustos böcekleri kemanlarla düet yapar kış günü...Çöl ortalarında pınarlar kahkaha atarken... 05.02.2012