Çılgın bir ruh hali gibi bugünlerde aşk.
Tutunduğum demir saplara bile gülerek baktıran.
Gözlerimi kapatsam,açsam hep orada duran
Nazlı bir silüet…
Her gün defalarca tekrarlanan bir kelime ile
Bedenimde depremler yaratan bir ses…
Ve herşeye mavi bir renk veren neşe…
Sığlaşmadan sevmek;
Sevginin her rengi,her çeşidiyle…
Bütün hatalarını öpebilmek taa yüreğinden…
Bilir misiniz nasıl güzel bir şey?
Çok sevilenin karşısında her haliyle maddenin durabilmek.
İhtiyacı olunca buzdan bir heykel,
Bir olunca ateşten bir ten,
Düşününce su gibi çağlayan bir nehir olmak
Nasıl da kolay bilir misiniz?
Aşk olmak bu.
Üşüyünce varlığıyla ısınmak,
Ateşlenince hayaliyle avunmak,
İhtiyacın olduğunda göğsünde atan kalbe sarılmak
Ve O’NUN eli-ayağı olmak…
Ayak parmaklarından zarif yuvarlak kalçalarına,
Göğsündeki cehennemden kulaklarının arkasına kadar kokusuyla büyülenmek…
Konuştuğunda küçük bir kız çocuğu gibi zıplamak
Taklalar atabilmekmiş aşk.
Hastalandığında,
Canı yandığında…
Gözleri hüzünle karardığında hissetmek
Ve kafesinde demirlere çarparak çırpınmak biçare bir kuş gibi
O’NU aramakmış aşk.
Gün sesiyle,varlığıyla aydınlanınca,
Tüm renkler pembeden lilaya doğru akınca
Konfetiler başınızın üstünden yağınca,
Seslerin en tatlısı adınızı fısıldadayınca
Aşık değil,aşk oluvermek
Nasıl bir şeydir bilir misiniz?
Demek gülmek böyle bir şeymiş
Mutluluk,kahkaha,üzüntü,keder
Koşmak,ağlamak,duymak böyle bir şeymiş
Ve sevişmek ne güzel şeymiş,
Bilir misiniz?